Stefano Ricci ismini duyduğunuzda aklınıza ilk gelen erkek giyimde ‘Italyan yapımı’nın en üst noktasında, terziliğiyle kalitesini konuşturan Floransa’nın gözde markası olabilir. Ama bu markadan beklentilerinizi, giyimle sınırlamamanız gerektiğini anlatmak istiyoruz. Çünkü yaratıcılıkta sınır tanımayan ve hayal gücünün sınırlarını zorlamaya devam eden endüstri dehası, bizi zevkle şaşırtmaya devam ediyor. Dünyada sınırlı sayıda üretimini yaptıkları çok özel bir bisiklet modeliyle karşımızdalar şimdi de.
Kreatif Direktör Filippo Ricci öncülüğünde gerçekleşen üretim aslında şık ve stil sahibi Stefano Ricci erkeğinin sportif ve çevreye saygı duyan özelliklerini öne çıkarmak üzere geliştirilmiş. İyi ki de öyle olmuş; ne de olsa Stefano Ricci’nin vizyonu ve hayata farklı bir pencereden bakması gözlerimizi bayram ettirdiği kadar, teknik özellikleriyle de hayran bırakan bizi elektrikli bisikletle bizi karşı karşıya getiriyor. Hafif alüminyum şasisi, lityum enerjisiyle çalışan pili ve ayarlanabilir selesi, rahatlığını ve kullanım kolaylığını garanti ediyor.
Stefano Ricci’nin sembolü haline gelen turuncu timsah derisiyle kaplanan bisikleti ilk bakışta bir dekor ya da süs objesi sanmanız olası. Oysa bu araç bir dekor öğesi olmaktan çok öte; 26 inçlik alüminyum tekerlekleri, patlamaya dayanıklı lastikleri, ön disk freni, gidon mandalı gibi sahip olduğu özelliklerle size her türlü yol durumunda, hatta yokuşlarda bile üstün performans ve gerçek anlamda lüks bir sürüş sözü veriyor. Ayrıca Shimano Nexus 7 Speed motorunun 250-500 Watt arasında değişen gücü, kolaylıkla şark edilebilir aküsü, bu bisikleti kullanan dünyadaki sayılı insanlardan biri olmanız için yeterlidir sanırız.
Her Zaman Yenilikçi Tasarımlar Peşinde

Stefano Ricci, hayatımıza bir yenilik daha getiriyor; hepimizin evinde bulunmasını isteyeceği, oynasak da oynamasak da etkileyici görüntüsüyle salonumuzun baş tacı olabilecek nitelikte, bir satranç tahtasını ve takımını …
Satranç oynamayı bilenlerden ya da Stefano Ricci’nin kreatif direktörü, Filippo Ricci gibi uluslararası maçları izlerken rakiplerin birbirine duyduğu saygıyı siz de hayranlıkla karşılayanlardansanız, bu sınırlı üretim ve özel kılıfı içerisinde gelen satranç tahtasına ve piyonlarına sahip olduğunuz için kendinizi ayrıcalıklı sayabilirsiniz.
Bin yıllık bir geleneğe övgü niteliğindeki çantasına, tahtanın üzerini ve tüm gümüş piyonların etrafını kaplayan ihtişamlı timsah derisine, rengine, özenli el işçiliğine ve ince detaylarına, yani bu görkeme saygı ya da hayranlık duymaktan başka bir şey gelmiyor elden… Floransalı zanaatkar ustaların bir haftalık emeği sonucu ortaya çıkan satranç tahtası ve kılıfına sahip olmak için Stefano Ricci’nin İstanbul mağazasında sıraya girmeniz gerekebilir, ne de olsa Türkiye’de ondan yalnızca bir adet bulunuyor.