“Her zamankinden daha gürültülü bir dünyada sükunetini koruyan bir adam fikrini seviyorum. Dingin, klas, sakin ama kendi ayakları üzerinde duran biri.” Haider Ackermann Berluti‘nin Sonbahar/Kış koleksiyonunun ilham kaynağını bu sözlerle özetlemiş. Bu tanım Cary Grant, Anthony Perkins, Sean Connery gibi 60’lı yılların stil ikonlarını akla getiriyor. Beyaz perdenin bu siyah-beyaz devleri bize kaliteyle birleşen sadelik ve serinkanlı bir duruşun gizli gücünü göstermişlerdi.
Haider Ackermann Sonbahar/Kış koleksiyonunda bu rahatlık ve kendine güven duygusunu yeni ve içe dönük bir lüks anlayışıyla yorumluyor: Gösterişten uzak, ağırbaşlı olduğu kadar güncel modeller, gerçekten kusursuz bir işçilik ve malzemelerdeki kaliteyle zenginleşiyor. Berluti’nin ikonlaşmış Alessandro ayakkabısından esinlenilen sade kaban ve mantolar, doğal deriden trençkotlar ve tek parça kumaştan elde dikilen naylon ceketler neredeyse su gibi akıcı.
Omuzlar yuvarlak, pantolonlar tıpkı 60’lı yıllarda olduğu gibi paçalara doğru daralıyor. Vatkalar iyice küçülmüş, yer yer hiç kullanılmamış. Beyaz, krem, devetüyü ve kahverenginin ağırlıklı olduğu renk paleti ise menekşe, elektrik mavisi, limon sarısı ve toz pembe gibi aykırı tonlarla hareketleniyor. Yumuşacık kaşmir üstlerle kombinlenen elde biçilmiş kadife, ceket ve takımlarda el işçiliğinin doruk noktasına şahit oluyoruz.



































